30 Ocak 2013 Çarşamba

La Déesse ile Keyifli Bir Parfümörlük Deneyimi..




Her sene sevgililer günü yaklaştığında beni bir gerginlik bir sıkıntı alır ki akıllara zarar. Doğumgünü, sevgililer günü, evlilik yıldönümü, yılbaşı diye 4 önemli günümüz varsa bunu 12 seneyle çarptığımda karşıma 48 gibi kocaaa bir rakam çıkıyor. Bu da 48 farklı ve özel hediye demek. Ne yazık ki benim kocam öyle eften püften şeylerden de memnun olan biri değildir. İllaki hediyenin bir özelliği olacak ve de uğraşılması emek verilmesi gerekecek. Çünkü o öyle yapıyordur dolayısıyla aynı performansı bende göstermeliyim :) Anlayacağınız işim zor :)

O yüzden La Déesse 'den parfüm workshop teklifi geldiğinde suratımda oluşan gülümsemeyi az buçuk tahmin edebilirsiniz. Parfüm demek kişinin imzası demektir. Üstelik bunun için dünya yıldızı olmanız da gerekmiyor. Sevgilinin senin için nasıl kokmasını istiyorsan ona neyin daha çok yakışacağını hayal etmişsen herşey artık senin ellerine ve burnuna kalmış.

La Déesse Nişantaşı 'nın merkezinde son derece şık bir butik. Bir tasarım parfüm butiği. Ve Türkiye 'de başka bir benzeri yok. İçeriye adımınızı attığınız anda kendinizi birbirinden güzel ve özel kokuların bir arada dans ettiği bambaşka bir dünyada buluyorsunuz. İki girişimci kardeş Birgül Ulucan Öztürk ve Gamze Ulucan en özel parfüm markalarını Türk tüketiciyle buluşturuyor. En özel parfümler derken Maison Francis Kurkdjian, Keiko Mecheri, Robert Piguet , Acca Kappa, Miller Harris gibi dünyaca ünlü parfümerlerin kreasyonlarını kastediyorum. Mesela Lyn Harris 'in Jane Birkin için özel olarak ürettiği L'Air de Rien 'i burada bulabilirsiniz. Ya da Victoria Beckham ve Michelle Obama 'nın vazgeçemedikleri Miller Harris mumlarını yine La Déesse 'de bulabilirsiniz. Madonna, Sofia Coppola ve Uma Thurman nasıl kokuyorlar diye merak ediyorsanız sizi hemen Robert Piguet standına doğru yönlendiriyorum.

Sevgilim için tasarlayacağım kokuyu hazırlama günü geldiğinde pek bir heyecanlıydım. Ne de olsa Patrick Süskind 'in meşhur Koku kitabını hatmetmiş, Perfume:The Story of A Murderer filmini defalarca seyretmiş biri olarak parfümlerin hazırlanışına karşı tuhaf bir ilgim ve merakım var.



Parfüm hazırlamayı öyle şundan şu kadar bundan bu kadar koyayım 10 dakikada hazır diye düşünüyorsanız şimdiden söyleyim müthiş yanılıyorsunuz :) Üstte görselini koyduğum odaya girdiğimde başıma gelecekleri biraz olsun tahmin etmeye başlamıştım :) Gamze Ulucan 'ın işinden duyduğu keyif sizi hemen sarıyor ve bambaşka bir dünyaya adım atıyorsunuz.



Parfüm hazırlama 3 aşamadan oluşuyor. İlk olarak dip notaları, sonra orta notaları en son ise üst notaları hazırlıyorsunuz. Elinizde 50 ml 'lik bir laboratuvar tüpü ve önününüzde zilyon adet aklınıza bile gelemeyecek bitkilerin, nesnelerin koku örneği. Bambuymuş, sandal ağacıymış, domatesmiş aklınıza ne gelirse. Şayet benim gibi hafif baharatımsı bir koku üretmek istiyorsanız ona göre örnekler eleniyor ve işiniz daha kolaylaşıyor. 



Hazırlama sırasında Gamze Ulucan 'ın paylaştığı birbirinden enteresan ve şaşırtıcı yeni koku bulma ve parfüm yaratma hikayelerine bayılacaksınız. Burdan yazıp işin ilginçliğini bozmak istemiyorum :)

2.5 saatlik uğraşının sonunda nihayet aşkım için tasarladığım parfüm hazırdı. Emek harcayarak yarattığım parfüm son olarak seçtiğim uygun bir parfüm şişesi, bulduğum isim ve paketleme ile avucumun içindeydi. 

Bu müthiş keyifli workshop 'tan yararlanmak isteyenleriniz olursa -ki eminim sevgililer günü yaklaşırken çılgınlar gibi orjinal fikir arayanlarınız vardır, o zaman vakit geçirmeden 0212 2300001 nolu telefondan randevunuzu alabilirsiniz. Workshop 'a bireysel ya da arkadaşlarınızla beraber en fazla 3 kişi olmak kaydıyla da katılabilirsiniz. 

La Déesse 
0212 230001 - 02122300022
Teşvikiye Caddesi No.31/2 Nişantaşı






28 Ocak 2013 Pazartesi

Gül Gölge Saygı, Begüm Şen ve Derin Mermerci 'nin İlgi Çeken Saç Değişimleri....

Son zamanlarda iki isim saç rengi değişiklikleriyle epey ilgimizi çekiyor. Biri Gül Gölge Saygı diğeri ise Begüm Şen. Yeni üye ise Derin Mermerci.


Gül Gölge Saygı 'nınki radikal değişim dediklerimizden. Birinin sarışınken sarı-bakır sonrada birden bire siyaha yakın koyu kumral rengi seçmesi cesaret işidir. Bu açıdan kendisini tebrik etmek gerekiyor.  



Gül Gölge Saygı 'da her zaman tercihim sarışındır. Havası cakası bir başka oluyor bu renkle. Ya da çok mu alıştık bilemiyorum. Ama giydiklerine göre yeri geliyor yeni rengini de beğeniyorum. Mesela kıyafetlerinde ne zaman siyah ve beyaz renkleri tercih ediyor o zamanlar gözüme çok hoş görünüyor. Kararı yine siz veriyorsunuz :)



Begüm Şen ise yumuşak geçişler yapıyor. Açık sarıdan kademe kademe kızıllığa geçti. Şu anki rengi yakıştı ve yüz hatlarını güzel bir şekilde ortaya çıkardı. 



Ama ne olursa olsun yine de en sevdiğim modeli kısa ve sarışın olduğu zamanlarıdır. 


Derin Mermerci 'nin son zamanlarda platin sarılığı çok çiğ görünüyordu. Her ne kadar havası yerinde olsa da birşeyler eksik kalıyordu. Buna bir de doğru modeli bulamadığı anları katarsak şahsen platin saçlarını beğendiğimi söyleyemem. Son hali ise küllü kahve. (Yeni renge tüm medyanın söz birliği etmişçesine küllü sarı demesi ise günün şakası olmalı :) Bu yeni tonu da sevmedim. Ama bu tonlar ara ve geçiş tonlarıdır. Büyük ihtimalle yakın gelecekte rengi balyajla daha açacaktır. En azından platin renkten çok daha iyi duracağına eminim. Beğenmesem de eskiye oranla havası eksilse de küllü kahve tonla daha bir klas göründüğünü söyleyebilirim. 




Bu anketin ve yorumların çok keyifli olacağına eminim. Haydi parmaklarınız çalışsın bakiim :))


25 Ocak 2013 Cuma

FERYAL GÜLMAN mı BEYZA ARSLAN mı ?

İşte bu tarz üstünde konuşulmaya tartışmaya değecek piştileri çok seviyorum.


Dolce&Gabbana 'nın 2012 Fall koleksiyonundan tümü dantel elbiseyi Feryal Gülman ve Beyza Arslan 'nın üstünde birbirinden farklı 2 stilde görüyorsunuz. Beyza Arslan markanın look 'una sadık kalıp birebir uygulamayı tercih ederken Feryal Gülman kendi tarzında konuşturmayı seçmiş. 

Hem Beyza Arslan 'ın cesur yaklaşımını hem de Feryal Gülman 'ın kendi kalıplarına sadık kalmasını sevdim. Ama tercihimi anket bitimi yazacağım :)


Bakalım sonuç ne çıkacak ve sizlerden nasıl yorumlar gelecek..


GÜNÜN ŞIKLARI : Gül Saygı, Beyza Arslan, Ceylan Çapa, Sanem Tezman, Başak Dizer Fransez, Siren Ertan Çarmıklı, Mine Kalpakçıoğlu, Ayşenur Aksoy, Meral Yazıcı, Işıl Reçber, Burcu Karabacak, Etel Baler....



Dün hayalkırıklığı yaşatanlar bugün günün şıklarında :) En beğendiğim 2 isimle başlıyorum. İlk olarak Gül Saygı. Gül Saygı 'nın yeni saç rengini giydiği kıyafete göre beğeniyorum. Mesela MyBestFriends 'in yeni showroom açılışında giydiği kıyafetle saç rengi ve modeli kusursuz görünüyor. Kolları deri Reed Krakoff trikosu şahane. Siyah kalem eteği, Hermes Jypsiere çantası ama özellikle kısa çoraplarla giydiği Christian Louboutin eşleştirmesiyle müthiş modern ve dinamik bir kombin yaratmış.





Bir diğer en beğendiğim isim ise Beyza Arslan oldu. Baştan aşağı müthiş rafine ve klas bir şıklık sergilemiş. Gucci ipek gömleğin önden efendi sırt dekoltesiyle seksi havaya sahip olmasına bayıldım. Hakan Akkaya imzalı siyah maksi etekle giymiş olması ince bir zevkin eseri. Özellikle eteğin çok uzun olması şahane olmuş. Boynunda Dior kolyesi enfes. 3 taş görünen yüzüğüne bayıldım. Bir de omuzdan zincir askılı mini Gucci çantasıyla benim zevkimin tam kalbinden vurmuş :) Saçlarını salaş bir şekilde toplayıp sarılıkları gizlemiş olması da elbette işin bonusu. Açık bırakmış olsaydı tüm havayı baltalayacaktı.



Nihayet Ceylan Çapa 'yı kusursuz fiziğine ve gençliğine yakışan bir kombinle görüyorum. Deri pantolon çok yakışmış. Givenchy botları yerinde seçim. Kıyafetinde beni rahatsız eden tek unsur gereksiz bulduğum metal kemeri. Ama olsun beğendim ya önemli olan o :)


Sanem Tezman 'a bu tarz elbiseler müthiş yakışıyor. Bu sefer üstünde çok hoş bir Alexander McQueen var. Charlotte Olympia ayakkabılarla eşleştirmiş. Omuzda bıraktığı kürk mantosu, toplu saçları ve doğal makyajıyla yine çok hoş yine çok klas görünüyor. 


Başak Dizer Fransez yine çok hoş yine güzel yine stilini konuşturmuş.



Siren Ertan Çarmıklı 'nın Valentino elbisesine kalpçiklerimi gönderiyorum. Bu kup tam da onluk. Nasıl yakışmış nasıl güzel taşımış hayran kaldım. Kalbimi fetheden hamlesini bu elbiseyle gidecek en güzel çorap modelini seçmekle yapmış. Öldürücü hamlesi ise elbisenin havasını bile bastıracak uzunluktaki Hermes eşarbı olmuş. Yeşil Kwanpen çantası, saçı, makyajıyla her zaman ki prenses havasında.


Mine Kalpakçıoğlu 'nun beyaz elbisenin üstüne giydiği güzeller güzeli paltosuyla Tom Ford ayakkabı uyumu dört dörtlük !


Ayşenur Aksoy. Helmut Lang deri pantolon ve ceketle yarattığı kombin içinde harika görünüyor. Gayet enerjik ve modern bir stil yakalamış. 



Meral Yazıcı 'nın kürk yakalığı olmasaymış süper olacakmış. Ama bu listeye almamın sebebi elinde tuttuğu gördüğüm en güzel Salvatore Ferragamo Sofia çantadır. 



Değişik marka ve model çantalar gördüğümde mutlu oluyorum :) Arzu Komili 'nin kıyafeti hakkında konuşacak fazla birşey olmasa da elindeki Philip Lim çantasının bordo rengine aşık olmamak elde değil.


Işıl Reçber iddialı olmak için zorlamadığı zamanlarda kesinlikle çok daha iyi. Mesela yeşil kürk yakalık olmasaymış Dior çantası ve pantolon ceket takımıyla müthiş hoş görünecekmiş. Ama olsun Işıl Reçber 'i yine de beğendim ya benim için yeterlidir. 


Burcu Karabacak Celine 'nin Trapez modelini alarak ne iyi etmiş. Üstelik süet bluzuna ve ceketinin modeline bayıldım. Valentino ayakkabılarıyla baştan aşağı çok hoş bir şıklık yaratmış. Takıları da çok uyumlu. 


Etel Baler kadife pantolonu ve beyaz gömleğiyle doğal ve klas bir şıklık içinde.

Şimdi gelelim dün değindiğim çocuk organizasyonları olayına. Bu sefer sizlere bu tarz organizasyonlarda nasıl giyinmelinin örneklerini sunacağım. Buna ara ara değiniyorum çünkü beni çok rahatsız eden bir konu. Bu işin zenginlikle ya da peynir ekmek gibi Valentino 'lar Hermes 'ler alabilmekle ilgisi yok. Demet Kutluay Chanel 'ler Hermes 'ler alamaz mı ? Pekala alır ama iş nerde nasıl giyinilmesi gerektiğini bilmekte. Üstünde oduncu gömleği, paltosu ve Isabel Marant 'ları ile yerine ve organizasyona uygun giyinmesiyle şıklar listemde. 



Sinem Ersönmez arka fonda CanBebe yazısı önde jean pantolonu ve sade bluzuyla hiçte gözümüzü ısırmıyor değil mi ?


Aynı şekilde Didem Antebi 'nin kombini de ortama uygun.


Ceren Çatmaz ve Evrim Çetin kim bilmiyorum ama bir çocuk organizasyonu için maksimum dozda hem bakımlı hem de gayet şık görünmek adına güzel örnek vermişler. 



24 Ocak 2013 Perşembe

HAYAL KIRIKLIĞI YAŞATANLAR : Suzan Sabancı, Şükran Güzeliş, Gül Saygı, Beyza Arslan, Pınar Altuğ, Didem Antebi, Esra Oflaz Güvenkaya, Işıl Reçber, Aslıhan Abacı, Burcu Hattat, Aslı Şen

Bu başlık haftanın rüküşleriyle başladı bir ara cadı kazanına döndü ve şimdi de hayal kırıklıkları olarak devam ediyor. Rüküş sıfatı çok sert kaçıyordu, cadı kazanını bir türlü sevemedim ama hayal kırıklığı tam yakışan şıklıkta derim. Nihayetinde niyet kimseyi kırmadan eleştirmek mercek altına almak. Bu tür postlara hayal kırıklığı dersek çok daha şık olacaktır derim. 


İlk olarak Suzan Sabancı Dinçer diyorum. Üstünde Dilek Hanif tasarımı olduğunu düşündüğüm kadife bir elbise var. Dekolte kesimi son derece rahatsız görünüyor. Derin yırtmaçla birlikte ağır bir kesime sahip. 


Şükran Güzeliş çok şaşırttı. Elbisesi baştan aşağı assolist kıyafeti dediklerimizden. Ne dekolte kesimi, ne kullanılan kumaş hiçbirşeyi güzel görmüyorum. Abartılı topuzu ve makyajıyla da kıyafete uyumlu ama gözlerime işkence..


Gül Saygı 'nın üstünde en az 2 beden büyük görünen bir kıyafet var. Belden üst çok bol, kollar oturmamış. Üstelik incecik olmasına rağmen kıyafet özellikle belini kalın göstermek için ciddi bir uğraş vermiş.


Bu gördüğüm Beyza Arslan olamaz. O kadar güzel seçimlerden sonra bu gördüğüme inanmak istemiyorum. Saç rengi hiç yakışmıyor. Madem bu rengi seviyor o zaman sık sık toplasın sarılıkları fazla görmeyim :) Bordo renkli kıyafete bir de bordo ruj sürünce ortaya overdose bir durum çıkmış. Caanım Isabel Marant ceket bile harcanmış gitmiş bitmiş mahvolmuş :(


Pınar Altuğ baştan aşağı alaturka bir görünüm içinde. Ne elbisesini ne absürd saçlarını ne de makyajını beğendim. Hele o taşlı tuşlu broşumsu tokayla dore deriden portföy eşleştirmesi bildiğiniz dünyanın sonu geliyor habercisi !!


Didem Antebi 'nin incecik bluzun altından sütyeninin görünmesi ortaya nahoş bir tablo çıkartmış. Küçük detaylar ama işte bazen ortaya bu denli büyük sorunlar çıkarabiliyor. Bir de siyah çorap üstüne bilekten bağlı ayakkabılar giyildiğince bilekleri kalın gösterme gibi etkiler doğurabiliyor. 


Esra Oflaz Güvenkaya 'nın kıyafetini sevemedim. Tarzına yakıştıramadım. Şahsen ziberlin kumaşların koyu renklerini severim. Bu tarz açık tonlarda kumaşın parlaklığı gözüme hoş görünmüyor.  


Şimdi burda olayı ister istemez çocuk organizasyonlarına getiriyorum. Arka fonda CanBebe yazısı ortam çoluk çocuklu olunca ön planda sosyetiklerimizin abartılı giyimleri müthiş sevimsiz görünüyor. Her ne kadar bu organizasyonun öncesinde ya da sonrasında başka bir davet olsa da sonuçta bu hanımlar ulaşımlarını otobüsle ya da taksiyle yapmıyorlar. Çoğu şöförlü yolculuk eder ya da kendi arabaları vardır. 2 dakikalık tek bir parça değişimiyle kıyafetlerini pekala ortama uydurabilirler. Mesela Işıl Reçber 'in baştan aşağı ortama uymayan görüntüsü birtek benim mi dikkatimi çekiyor ? Louis Vuitton davetinde Stella McCartney metal kemerli bluzu nefis güzellikteki bordo deri eteğiyle havası cakası yerinde. Ama CanBebe 'de bir deri ceketle biraz olsun daha doğal görünebilirdi. Ya da Aslıhan Abacı 'nın fetiş tarzdaki kıyafeti ? Burcu Hattat 'ın Chanel simli ceketi ve çantası ? Aslı Şen Balenciaga bluzu ve Valentino leopar eteğiyle çok hoş görünmesine rağmen arka planda CanBebe ?! Sizi bilmiyorum ama ben bu konuda daha doğrusu yerine göre giyinmenin şıklıkta çok önemli bir unsur olduğunu düşünenlerdenim. Yanlışım varsa düzeltin beni.