26 Ocak 2012 Perşembe

2012 Paris Haute Couture Moda Haftası 'na Genel Bakış

Sonda söyleyeceğimi baştan söylüyorum. Ben bu 2012 Haute Couture Haftası 'nı sevmedim arkadaşlar. 1-2 koleksiyon haricinde hiçbiri beni tatmin etmedi. Nerdeee o eski haute couture haftaları. Daha yakın geçmişte defilelerin hepsinin bitmesini bekler, özel bir zaman dilimi ayırır, alırdım elime kahvemi, keserdim dünyayla irtibatımı, defile görüntülerine dalardım saatlercede çıkamazdım içinden.

Zaten çoğu haute couture kelimesi altında artık hazır giyime dönmüş durumda. Haute couture 'ün bittiğini ilk kez bu sene damarlarımda bile hissettim.

Koleksiyonlarda beğendiklerime ve beğenmediklerime gelirsek ;



Chanel koleksiyonunu Pan-Am'vari değişik bir konseptle sundu. Paris-Bombay koleksiyonunun zengin ve ihtişamlı havasından sonra sanki defileyi sokakta düzenlenmiş gibi geldi:) Maviyi renk olarak fazla sevmesem de bu gördüğünüz kıyafetlere bayıldım. Özellikle detaylarda cepe verilen ağırlık Chanel 'i rahatlıkla giyebilirsiniz der gibi.




Atelier Versace 8 sene sonra ilk kez sunumunu açık yaptı. Keşke yapmasaymış. Koleksiyon o kadar kötü ki üstüne para versen hiçbirini giymem. Nerde o ağzımın suyunu akıtan kumaşlar. En sıkı müşterisi Angelina Jolie 'yi bunlar içinde düşünemiyorum. Tam manasıyla fiyasko bir koleksiyon.



Armani Privé 'nin tarzını oldum olası sevemedim gitti. Koca koleksiyonda birtek bu tünik ceketi beğendim.



John Galliano 'nun yerini 23 yıllık sağ kolu Bill Gaytten aldı. Zaten Galliano skandalının üzüntüsünü hala üstümden atabilmiş değilim. Galliano 'yu ne kadar sevdiğimi biliyorsunuz. Yerine kim gelseydi önyargılı bakacağımdan emindim. Belki koleksiyonu beğenirsem bir nebze sinirim ve üzüntüm geçer dedim ama boşuna demişim. Koleksiyonda Galliano 'nun kemikleşmiş çizgisi hala görülsede teatral havası, nadide zarafeti ve sıradışı dilinden eser yok. Galliano haute couture yaptığında kızların makyajından tut saçına kadar herşey ihtişam içinde olurdu. Ahhh ahh ! Sadece bu gördüğünüz 2 parçayı beğendim o kadar.



Elie Saab 'ın kendini tekrarlamaya başladığını düşünen acaba birtek benmiyim ?! Aynı çizgiler, aynı renkler, aynı kumaşlar. Mesela Altın Küre 'de Elie Saab 'ın fazla seçilmemesi beni hiç şaşırtmamıştı. Elbette giyeni hala prenses gibi hissettirecek güçte ama sanki biraz değişime ihtiyacı var. Sadece beyaz serisini beğendim.



Givenchy 'yi bile genel hatlarıyla beğenmedim. Sadece bu gördüğünüz cekete ve bluza bayıldım.



Bouchra Jarrar 'ın neden haute couture haftasında olduğunu anlamadım. Koleksiyonun tümü hazır giyim. Birtek çapraz kesim üst ve üstüne kondurulan etol detaya bayıldım o kadar.



Jean Paul Gaultier 'de hayal kırıklığı. Amy Winehouse 'a adadığı koleksiyonda işte bu şahane dediğim tek şey resimde gördüğünüz elbise.



Stephane Rolland beğendiğim koleksiyonlardan biri oldu. Özellikle kollarda cut-out kesim uyguladığı siyah cekete bayıldım.



Valentino 'yu beğendim. Pier Paolo Piccioli ve Maria Grazia Chiuri, Valentino Modaevi 'ne kendi tarzlarını çok kısa zamanda oturtmayı başardılar. Bu büyük bir başarıdır. 18.yy havasını yine muazzam bir şekilde modernize etmişler. Kumaşların güzelliği ve renklerin yumuşaklığına bayıldım. Özellikle beyaz elbise bir içim su.



Giambattista Valli 'nin koleksiyonu da beğendiklerim arasında. Ama tüm haute couture defileleri içinde en beğendiğim parça Valli 'ye ait frak gömlek detaylı, kollar ve etek dantel beyaz elbise oldu. İnanılmaz bir güzellik.

Paris Haute Couture haftasından bu kadar. Bakalım bir sonra ki haute couture haftasında keyfim yerine gelecek mi yoksa bu zayıf haftayı bile arayacak mıyım ?!


Share

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder