11 Eylül 2011 Pazar

2011 IFW DOSYASI - 1. Gün

4 gün süren şenlik sırasında gelen davetlileri ince eleyip sık dokuduk. Şıklarımızı seçtik, kimilerini beğendik kimilerine ise burun kıvırdık. Ama bu sırada düzenlenen defilelere ve sergilenen koleksiyonlara değinemedim. Zamansızlığın gözü kör olsun !

IFW başlamadan önce Bahar Korçan verdiği bir röportajda bloggerların yazdığı her kelimeye dikkat etmesi gerektiğinin altını çizmişti. Çünkü söylenen her kelime tasarımcıya kötülük yapmak oluyormuş !! Bir nevi sergilenen her koleksiyonu beğenin hiçbir eleştiri yapmayın demenin efendicesi. Kimse kusura bakmasın. Modadan anlamak için bu işin eğitimini almak gerektiğini düşünmüyorum. Çünkü moda kişisel zevklerden ve farklı beğenilerden oluşur. Çok çeşitli ve farklı renklerden oluşmasının sebebide budur. Sonuçta sizlerle paylaştığım da kişisel düşüncelerimdir. Yanlışım ya da hatam varsa yorumunuzu yaparsınız, üstünde konuşur ve tartışırız.

O yüzden gördüğümü ve düşündüğümü hiçbir otosansür uygulamadan sizlerle paylaşmaya devam edeceğim..

Görsel anlamda en zengin kaynak Markafoni Blog oldu. Hem resimler hem de videolar açısından defileleri en ince ayrıntısına kadar görmek isteyenler için muazzam kaynak sundu. Hazırlayan herkesin ellerine sağlık. Defilelerin videoları için Markafoni Video sayfasına göz atın derim.



Atıl Kutoğlu Defilesi : Atıl Kutoğlu kendini tekararlayan bir tasarımcı. Heyecan yok süpriz yok. Kalıplar her daim aynı. Ama kumaşlar her zaman ki gibi çok güzel. Bu yüzden bende her daim bir kumaş defilesi hissini uyandırır. Hardal renkli belinde siyah kuşak olan model daha yeni Emma Stone 'un üstünde gördüğümüz Roland Mouret 'ye ne kadar benziyor değil mi ? Genel olarak koleksiyonda ne bir orjinallik ne de bir özgünlük var.
Kişisel Notum : 6 (Kumaşların güzelliği hatırına)



Tween Defilesi : Renkleri beğendim. Çok fazla renk kullanılmış ama her rengin stylingi güzel yapılmış. Özellikle mavi ve lacivert seri çok hoşuma gitti. Erkek çantaları dikkatimi çekecek kadar güzel. Aksesuar için şal kullanımı fazla olmuş. Hatta birçoğunda görselliği ve bütünlüğü bozmuş. Sandaletler çok hoşuma gitti. Tek sorun kimlik eksikliği. Tween dendimi aklınıza ne gelir sorusunu cevapsız bırakan bir koleksiyon. Amaç herşeyden çok olması değil az olup tek bir kimliğe sahip olmaktır.

Birde misafir olarak getirilen Matt Dillon 'a itirazım var. Matt Dillon 'ın sinema kariyerine bir lafım yok ama moda anlamında nasıl bir güce sahiptir çözemedim doğrusu. Bilmediğim birşey varsa lütfen beni biri aydınlatsın. Aynı günlerde Tom Hanks Göcek'te, Jamiroquai Kuruçeşme Arena'da, Sean Bean 'de İstanbul da tatildeydi. Bu saydığım ünlülerden birinin koluna girip defileye getirselerdi eminim Matt Dillon seçiminden daha iyi olurdu.
Kişisel Notum : 7 (o da mavi serinin güzelliği hatırına)



İlk gün Karma defileleri Aslı Güner, İpek Arnas ve Jale Hürdoğan 'a aitti. İlk gün karma defilelerde büyük bir hayal kırıklığı yaşadığımı söyleyebilirim. Sadece İpek Arnas 'ın trikolarını beğendim diyebilirim. Trikolar deyip çoğul ek kullandığıma bakmayın sadece ve sadece resmini gördüğünüz bu triko elbiseyi beğendim o kadar.



Büyük bir şaşkınlıkla Jale Hürdoğan 'ı birçok kişinin beğendiğini okudum. Bense son derece amatörce buldum. Renkler hoşuma gitmedi. Seçilen mankenler ve uygulanan saç ile makyajı son derece kötü buldum. Hele resmini koyduğum mankenin saçları o kadar kötü görünüyor ki büyük olasılıkla podyuma taranmadan çıkmış olmalı. Ama herşeyden öte kıyafetlerde ki dikişlerin kötülüğüne hayret ettim. Paris, New York, Milan Moda haftalarını seyretmeyen ya da bilmeyen biri olsam belki lafım olamazdı. Kıyafetler ütüsüz ve mankenlerin üstünde ki potluğu görmemek için kör olmak lazım. Bu elbiseler podyumda mum gibi görünmeli.

İnanın Olgunlaşma Enstitülerinden sergilenen kıyafetler Karma Defilelerden çok daha iyi. Şaştım kaldım !

Kişisel Notum : 4

2. günü yazıyorum bekleyin :)


Share


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder