8 Eylül 2011 Perşembe

IFW 'den MANZARALAR - 1

Nihayet İstanbul Fashion Week başladı. Vatana millete hayırlı olsun ve bizleri en güzel yerlere taşısın dileğimi ettikten sonra bakalım davetliler kimlermiş, neler giyinmişler, şıklarmı, rüküşlermi hep beraber tartışalım..

Başlamadan önce davetiye gönderen tüm kuruluşlara şimdiden teşekkür etmek isterim. Katılmam zor ama elimden geldiğince hepsinin haberini yapıp yorumlamaya çalışacağım.

HT Kulup.Com resimleri yayınlar bende hemen yorumlar hesabı başlayalım bakalım :)



İki güzel ve şık kadınla başlıyoruz. Didem Antebi ve Fatoş Sarıgül. Didem Antebi 'ye beyaz Philip Lim elbisesi çok yakışmış. Fatoş Sarıgül neredeyse doğuracak ama maşallah şıklığı ve güzelliği yerli yerinde. İkisinde de bir hata bulamıyorum.



Ama birşey var ki anında dikkatimi çekti. Fatoş Sarıgül 'ün daha çok yeni piyasaya çıkan Chanel 'in Boy serisinden kırmızı çantası. Belli ki önceden siparişini vermiş ve en beğendiğim modeli seçmiş. Güle güle eskitsin :)



Aman Tanrım !! Bu nedir böyle !! Serenay Sarıkaya 'nın Lale Devri 'nde ki kıyafetlerini ve taşıyışını o kadar beğenirim ki şu an tam manasıyla hafif çaplı bir şok geçiriyorum. Baştan aşağı felaket bir görüntü !! Elle tutulacak hiçbir yanı yok. Louis Vuitton Vernis model çantaları zaten oldum olası sevemedim ama böyle bir kıyafetle Kapalıçarşı taklitleri gibi durmuş zavallıcık !! Gömlek kimin tasarımı bilmiyorum ama hiç beğenmedim. Altına kısacık bir şort giyilmesi görünümünü daha da kötüleştirmiş. Serenay Sarıkaya 'yı dizide kim giydiriyorsa derhal kendini onların ellerine teslim etsin !



Sanırım Deniz Akkaya yien bir Cengiz Abazoğlu elbiseyle. Renk yakışmış ama her daim aynı tarz elbiselerle görmek içimi bayıyor. Sıradan bir Deniz Akkaya işte !





Burcu Esmersoy çok hoş. Ama ben kendisine her daim açık ve hacimli saçları yakıştırıyorum. Elbisesi güzel ama aksesuarları çok daha güzel. Kemeri, bileziği, ince yüzükleri, clutchı herşey kusursuz. Kendisinde Valentino T-Strap Python ayakkabılarımı görmek ise ayrı bir hoşuma gitti :) Bu olağanüstü papişlerin hakkını çok güzel bir şekilde vermiş.



Tuba Ünsal 'ı pek beğenmedim. Seçtiği her parça ayrı ayrı güzel ama bir bütün olarak gözümü yordu açıkçası. Fakat Louis Vuitton 'ın 2011 Pre-Fall koleksiyonundan en gözde minaudière 'i seçmesi gönlümü fethetti. Clutch değil minaudière diye altını özellikle çiziyorum. Çünkü bu tarz minik çantalara sadece minik kozmetik ihtiyaçlarınızı ya da mücevherlerinizi koyabilirsiniz o kadar. Aslında birçok minaudière clutch lar ile karıştırılıyor. Bunu bende zaman zaman yaparım. Ama siz yapmayın :)



Birçok dünyaca ünlü isminde son zamanlardaki favorisidir. Hazır bu konuyu ele almışken örnekler sunmadan olmazdı :)



Deniz Berdan 'ın minilerinden fenalık geldi. Anladık süper bacakları var ama her daim göre göre tüm albenisini yitirdi bende. Kendisini birgün de olsa bol paçalı güzel bir pantalonla görmeyi diliyorum.

Ama siyah omuzları açık elbisesini çok beğendim. Şapkası, postalları ve buna uygun çantasıyla hoş bir görüntü sunuyor.



Leyla Alaton 'u çok taktir ederim. Ama o kadar zevksiz giyinir ki içim acır resmen. Özellikle birbirinden çirkin ayakkabı seçimleriyle beni benden alır.



Ahu Tanrıkulu çok güzel bir kadın. Fazla makyaj yapmaz burdayım burdayım diye bağırmayan sade bir stile sahiptir. Kendisi hamile. Mutluluklar ama bu seferlik seçtiği elbisesini beğenmedim. Doğal olarak bazı bölgeler epey hacimlenmiş. Ve bildiğiniz gibi bendeniz davetlerde bu bölgeleri daha da belirginleştiren kıyafetleri sevmiyorum.



Şayet Ahu Tuğbay o manasız eşarbı kullanmasaydı çok daha şık görünürdü.



Buket Taşdelen 'in zayıflığı korkutmaya devam ediyor. Aslında kıyafeti çok şık. Ama merak ediyorum biraz daha kilo alsa çok daha güzel görüneceğini kimse söylemiyormu kendisine ?!! Evet zayıflık güzel birşey ama bu kadarı değil !



Ezgi Kıramer yine şahane. İki resmini blogu LuxuryShoppers.Net 'den çaldım :) Harika bir kombinasyon yapmış. Eskilerden ve yenilerden güzel bir harman olmuş. Ama bileziklere öldüm bittim mahvoldum. Derhal almalıyımmm !! Bu arada kendisinin soyadı Kıramer'dir. Yani ortada kocaman bir 'I' vardır. Millet hala 80'lerin kült filmi Kramer Kramer'e Karşı psikozunda !



Feryal Gülman beni hayal kırıklığına uğrattı. Kıyafetinin her parçası güzel. Özellikle YSL şifon straples bluzunu çok beğendim. Tam ortadaki broşa anlam veremedim. Aslında kendisi için çok radikal bir seçim. Çünkü bluzun dekoltesi epey derin. YSL bluzun orjinalinde böyle bir broş yok. Arada çatal görünmesin diye takmış olmalı. Keşke bu bluzun altına siyah kalem bir etek giyseymiş. Pantalonla olmamış havası var. Hermes clutch ve Charlotte Olympia papişleri harika. Makyajı biraz daha hafif olabilirmiş. Ve keşke ama keşke saçlarını arkada toplamayıp hepsini açık bıraksaymış. Haute couture 'de evet ama kendisine açık saç ayrı bir hava, gençlik ve güzellik katıyor.



Gül Saygı SÜPER !! Malum üstündeki bir D&G. Yıldız etek ve bununla alakası olmayan şifon bir bluz giymiş. Yani tam anlamıyla bir D&G kadını! Uyumsuzluğun uyumu bu olsa gerek. Saçlar nefis. Ayakkabılar en iyi seçim.Tek bir kusur dahi bulamadım. Bayıldım !!




Esra Oflaz Güvenkaya beyazlar içinde harika görünüyor. Kolyesi bu yakaya en doğru seçim. Saçları, makyajı herşey harika. Üstü işli uçuk pembe clutchı çok şeker. Bu şıklıkta eksik olan tek şey uçuk pembe renkli Charlotte Olympia Dolly. Havasına hava katmış olurdu.



Esra Üstünkaya da birgün şık görmeyi arzuladığım isimlerden biri.



Merve Gürsel bana kışı hatırlattı. Bir defile için fazla kapalı fazla resmi bir seçim.



Sedef Baran 'ın üstündeki elbisenin deseni Stella McCartney 'in çiçekleri ama orjinalmi bilemedim çünkü koleksiyonda böyle bir model yok. Üstelik vücut yapısına göre son derece yanlış bir seçim yapmış. Bel bölgeniz kalınsa ne şerit ne kemer hiçbir şey takılmaması en doğrusudur. Çünkü sizi olduğunuzdan daha kalın gösterir.



Selda Cerrahoğlu şahane görünüyor. Ve şaşılası şekilde iddialı. Çünkü kendisi her daim sade giyinir. Ben bu kadına hayranımdır. Hergün sporuna gelir ve inanın saatlerce çalışır. Kardiyo yapar ardından stüdyo derslerine girer. O bitti mi bu sefer koşu bantı. Saatler tek tek biter ama bu kadının enerjisi bitmez. Aynı spor salonuna gittiğimiz dönemlerde hayranlıkla seyrederdim kendisini. Bu çalışmaylada kadınların bir yaştan sonra en büyük derdi olan kemik erimesini durdurmuştu. İdolümdür ! Kıyafetinde sadece portföyünü beğenmedim. Daha küçük bir boy seçebilirdi.



İşte bir idolüm daha. Sennur Çiftçi. Kendisi hergün Swiss Otel 'e sporunu yapmaya gelir. Hiç aksatmaz. Alır eline gazetesini çıkar saatlerce koşu bandı yapar. Çok asil bir kadın. Çok da güzel giyinir. Bu sefer Hüseyin Çağlayan 'dan çok şık bir elbise seçmiş. T-Strap ayakkabılarlada güzel bir uyum yakalamış.

Berna Akar 'ın kıyafetine inanamaz gözlerle bakıyorum. Son derece özensiz görünüyor. Hayret ettim doğrusu !


Share


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder