14 Haziran 2011 Salı

38. Altın Kelebek Ödülleri

38. Altın Kelebek Ödülleri Töreni hayatımda seyrettiğim en kötü organizasyonlardan biriydi. Okul müsameresi tadında ama alanların nasıl oluyorsa Oscar ile karşılaştırdığı komedi tadında bir eğlencelik.

* Vuslat Doğan Sabancı 'nın 'çatlak' konuşması güzeldi ama açılış konuşması yapılması çok gereksizdi.
* Törende işini en iyi yapan Beyaz dı.
* Ayşe Arman, Hakan Yıldırım imzalı kıyafetin içinde her an gaz çıkaracak gibi duruyordu. Ah bir salıverseydi o gazı ne bomba olurdu. Tam bir Çin işkencesi yaşadı. Saçlarını tören başlamadan önce kim yoldu çok merak ettim. Bir de Hakan Yıldırım hangi akla hizmet o taşları pulları koymuş anlamadım. Normalde dümdüz olan elbise taşlarla pullarla Günay sahnesine hazırlanmış gibiydi. Ayşe Arman 'ın aptalca soruları çok gereksizdi. Ama ne yaparsa yapsın o Ayşe Arman dır. Çok severim kendisini. Ama lütfen bir daha sunuculuk yapmasın.
* Öyle bir tören ki adaylar bile açıklanmıyor.
* Törende ödülünü almaya gelmeyeneleri gördümde ödül vermeye gelmeyenini ilk kez görüyorum.
* Ödülleri hep aynı kişiler verdi. Hatta en önde oturan bir beyefendi resmen joker gibiydi. Ödül vermeye gelmeyen mi var hoooppp amcacık hemen sahneye atıveriyordu kendini.
* Okan Bayülgen 'in ödül konuşması tek kelimeyle olağanüstüydü.
* Uzun bir süre en ön sırada dekor olarak bir ağaç var sanıyordum. Meğersem Bülent Ersoy muş. Ota moka yerli Leydi Gaga demeye ne gerek var. Bizim 30 senedir Lady Gaga'mız var zaten.
* Sibel Can resmen yüzüne gülümseyen bir maske yapıştırmış. Yeminle en az 3 saat aynı yüz ifadesini korudu..
* Hadise, Beyoncé şovu için belli ki çok çalışmış. Bravo. Ama kıyafetler ve makyaj dökülüyordu. Sanki sahne almadan önce birinden sıkı bir dayak yemiş gibi görünüyordu. Bülent Ersoy dan sonra gördüğüm en kötü ve itici makyajı yapmıştı. Konuşmasında ruju dişlerine bulaşmıştı. Makyajını kim yaptıysa derhal işine son vermeli. Bir de o baldırlara mümkünse mini etek giymesin.
* Tarkan gecenin en efendisiydi. Bu sefer ödülünü almaya geldi ama kendini bilmez bir şöhret budalası yüzünden adamcağız ödülünü bile doğru dürüst alamadı. Sahne belli ki tam bir yol geçen hanıydı.
* Nasıl oluyorsa Hıncal Uluç gibi bir adam ödül aldı. Sadece bu bile ödüllerin oylarla alınmadığının kanıtı olabilir.
* Hala ödül verme anını beceremiyoruz. Yahu tonla yabancı ödül töreni seyrediyoruz hala kafamız basamıyor bu işlere. Her sahneye ödül almaya gelen ile sunucular arasında ilkokulda sözlüye kalkan çocukların telaşı yaşandı.

Kısaca sağırlar dilsizler birbirini ağırlar kıvamında acemize, plansızca hazırlanan rezalet bir ödül töreniydi.

Ve gelelim şıklara rüküşlere ;

Öncelikle Melis Alphan 'ın kıyafetini göremediğim için büyük bir sıkıntı yaşıyorum. Duyduğuma göre son derece kötü bir kıyafet giymiş. Görmeden birşey demek istemiyorum ama ölüyorum meraktan :)



Resimlerini gördüğüm kadarıyla ödül töreninin en şık 2 ismi vardı. Biri Gül Saygı diğeri ise Tülin Şahin. Aslında bir ara Öyle Bir Geçer Zaman ki dizisinde Berrin 'i oynayan Yıldız Çağrı Atiksoy 'u gördüm ve siyah elbisesiyle çok hoş görünüyordu. Ama sahne o kadar karışıktı ki 2 saniye görebildim o kadar.

Gül Saygı ve Tülin Şahin 'de beğenmediğim tek unsur saçları. Kıyafetlerine göre saçları fazla avantgarde kaçmış. Saçlar daha doğal olabilirdi. Ama kıyafetleri çok yakışmış.



Malum bir de rüküşler topluluğu var ki bunlar maaşlı kadro gibiler. Tek tek isimlerini yazmama ya da kim ne giymiş diye konu etmeme bile gerek yok. Tablo ortada.



Bir de şık ve rüküş arasında kalanlar var. Gecenin kendini bilmezi Tuba Ekinci'ye şayet şu mandalinalarını göstermeseydi pekala şık denilebilirdi. Derya Baykal 'ın ayakkabı rengi yanlış seçim.

Fatoş Kabasakal 'ın Hakaanvari kesimlerde ki kıyafeti fena değil ama renk gitmemiş.

Aynı şekilde Esra Erol 'a da elbisesinin rengi hiç yakışmamış.

Nermin Bezmen ve Tolga Savacı çiftini sadece gözüme hoş göründükleri için koydum. Arada ki yaş farkı hiç belli olmuyor ve birbirlerine çok yakışıyorlar. Bırakın isteyen istediğiyle istediği aşkı yaşasın.



Sanal alemde Hande Yener 'in Selim Baklacı imzalı elbisesi hiç beğenilmedi. Ama ben elbisenin kesimini de renginide kendisine çok yakıştırdım. Şimdi bu elbiseye Rodarte 'nin 2010 İlkbahar-Yaz koleksiyonlarından biri desem hiç sırıtmaz. O derece Rodarte ve Mark Fast karışımı bir tasarım. Görüntüyü bozan tek şey kafasındaki anlamsız kelebekler.

Eksiklerin fazla güzelliklerin az olduğu bir ödül törenimiz daha sona erdi..Çok şükür !! :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder