
Denize ve doğaya aşık bir kadınım ben. Karı koca en büyük keyfimizde mavi yolculuktur. Kızımız olmadan çıkardık en az 20 gün tüm Ege 'nin Yunan Adaları 'nın tozunu atardık. Uzun zamandır bir yelkenli almanın hayalini kurardık ama bir türlü gerçekleştiremezdik. Araya giren acaba hangisini alsam, nerede demirlerim ya da yeterli vakit ayırabilirmiyim gibi sorular yüzünden hep erteledik bu hayalimizi. Üstelik kaptanlık ehliyetlerimizi çoktan almıştık ve Kalamış Marina 'nın hemen yakınına taşınmıştık. Yani ortam ideal.
Nihayet Pendik 'te ki Boat Show 'da kararımızı verdik ve çok beğendiğimiz Beneteau 'nun 3 kamaralı Oceanis 40 Yelkenli Teknesinde karar kıldık.
İşlemler, yapımı ve Fransa 'dan İstanbul 'a gelmesi aylar aldı. Geldiği günün ertesi Henri Lloyd 'a sıkı bir çıkartma yapıldı :) Tüm kıyafetlerimi en ince detayına kadar düzenledim. Tekne içi alışveriş için de bugünlerde harıl harıl çalışmadayız.
Hayalimize kavuştuk ama sorular yine de bitmiyor. Şimdi de 20 aylık Ayçoş'u ne yapacağımız derdi var. Denize olan aşkımızdan kızımızın göbek adını bile Deniz koyduk. Yelkenli olduğundan bu işin en keyifli kısmı rüzgarda yol almak. Sallantıya karşı ne önlemler alacağız ? Midesi allak bullak olur mu ? Gece rahat uyuyabilir mi ? İşin en kötü tarafı da Ayça 'nın dadısını da deniz tutuyor :) Şaka gibi !
Bu gibi sorunlar yaşarken yine de arada Güney Fransa rotası çizmeyi ihmal etmiyoruz. Yakında Pelin 'in Kokoş Seyir Defteri adında bir blog açarsam şaşırmayın :)
Yelkenli sahibi olan ya da yelkenliyle uzun seyahatler yapmış olan okuyucularım lütfen beni tavsiyelerinizden mahrum bırakmayın. Her türlü tavsiyeye aç biri var burda :)
Şimdi bendeniz izninizi ister ve Aterina 'sına kaçar :)






Hiç yorum yok:
Yorum Gönder